7 Şaban 1439 | 23 Nisan 2018
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Silsile-i Şerif
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İdeal Yol

Sanat-Edebiyat



İslâm Mecmûası, yıl: 20, sy. 3 (Mart 1976-Almanya), s. 63.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem âşıklarından Çelebizâde Âsım merhum Medine-i Münevvere’ye gitmek için yola çıktığında söylediği beyitler:170

Na’t

Ey sârbân zimâmı çek semt-i kûy-ı yâre

Vîrâne dilde zîrâ yer kalmadı karâre

Bîm-i zalâm-ı şebden olma sakın vehm-nâk

Âh-ı şerâre-bârım hâcet mi kor nehâre

Âzurdepây olursa cemmâzın eyleyem ferş

Dîbâce-i cebînim şevk ile rehgüzâre

Ey sârbân-ı müşfik hiç olmadın mı âşık

Âhesterevlik edme rahmeyleyip bu zâre

Ben derdmend-i aşkım her yerde kılmam ârâm

Tâ vâsıl olmayınca serhadd-ı kûy-ı yâre

Ol kûy-ı canfezâ kim ehl-i nazâr değişmez

Dâru’s-sâkine ya’nî şehr-i Medîne

Mâlişgeh eylemmîş hâk pişânî-i kibâre

Ol kûy-ı arş rutbet kim hâk-ı ıtrnâkin

Bir seng-i rîzesini bin dürr-i şâhvâre

Izz ü şerefle me’vâ sultân-ı kâmkâre

Sultân-ı mülk-i sermed mahbûb-ı Hak Muhammed

Kim kulluğu şerefdir şâhân-ı tâcdâre

Ey cümle âlemîne mahzâ atâsı Hakkın

Senden olur olursa Âsım fakîre çâre.

Açıklaması

Ey deveci, yuları yâr yurdunun tarafına doğru çek. Zira bu virâne gönülde beklemeye tahammül kalmadı.

Gece karanlığının dehşetinden sakın korkma. Çünkü benim âh ü enînimden çıkan kıvılcım gündüze ihtiyaç bırakmıyor.

Eğer devenin ayağı bu yolda incinirse ben onun yoluna aşk ile alnımı sereyim.

Ey şefkatli deveci, sen hiç âşık olmadın mı? Ne olur şu ağlayıp inleyen zavallıya acı da yavaş yürüyeyim deme.

Ben aşk derdine öylesine düşmüşüm ki sevgilimin semtine varmadıkça yerimde duramıyorum.

Orası (Medine) öylesine cana can katan bir yerdir ki gönül ehli o beldenin bir taş kırıntısını çok kıymetli binlerce inciye değişmez.

Ey arşın fevkinde olan yüce makam, senin misk kokan toprağını Cenâb-ı Hak büyüklerin yüz sürdüğü mübarek bir yer kılmıştır.

Huzur ülkesi olan şehir, yani Medine-i Münevvere, herkesin kavuşmak için çırpındığı sultanın, izzet ve şeref dolu mekânıdır.

Ebediyyet mülkünün sultanı, Hakk’ın mahbûbu olan Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, sana kul olmak taç giymiş sultanlara bile şereftir.

Ey bütün kâinâta Hakk’ın rahmet olarak gönderdiği Resûl, bu Âsım kuluna çare ancak senden olur.

*


Dipnotlar
1. Tamamı için bk. Ergun, Türk Şairleri, I, s. 110.



iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et